LAZURİ-TURKULİ LEKSİK̆ONİ (L)
l
labeşa: asalak
ladre: gür, taze
lagami: gem
lağuna: ciklet, sakız
lağuneri: çiğneyerek, çiğnenmiş
lai: sanki
lak̆ada: dipsiz uçurum
lak̆at̆k̆a: sapan
lak̆ot̆i: köpek yavrusu
laleri: afkurarak, afkurma vaziyetinde
lamba: lamba
langona: asalak, çapsız insan, uyuşuk insan, hiçbir işe yaramayan insan, iri yarı köpek
languri: çekiç
lande: gölge
landi: iplik yumağı
lapalaşmak: olap̆u
lapşa: asalak, işe yaramaz insan, uzun çeneli
lap̆a: lapa
lap̆arde: erkek çakal
lasireri: bilevlenmiş
last̆ik̆i: lastik
laşari: kuduz
laşaroni: iri yarı köpek, köpek gibi insan, kuduzlu
laşungi: keser
lavaşi: ince hamur ekmeği
lazi: laz
lazma: inek boku
lazoba: lazlık
lazistani: lazistan, laz diyarı, laz memleketi
lazu: köstence'de bir kasaba
lazuri: lazca, laza özgü
lazut̆i: mısır
lebi: kir
leboni: kirli
leğeni: leğen
lexti: mezarın üst tarafının iki yanına toprağın çökmemesi için konulan mezar kalası
lejveri: salya
lejveroni: salyalı
leksik̆oni: sözlük
lelema: (laxo) mezgit
lemşale: iğnelik
lemşi: iğne
lemşiş geçamu: iğne yapmak
lenç̆k̆va: tükürük
leri: sarımsak
lersi: şiir
leşki: dudak
let̆a: toprak
lideri: müdür, yönetici
lilve: sebze lima: savaş
limci: akşam
limxana: eğreltiotu
limxanapuna: eğreltiotluğu
linci: bakır
lit̆arat̆ura: edebiyat
lobia: fasülye
lobri: çil
loğot: bir deniz ölçüsü
loqa: tatlı, fazla şekerli
lolo: huni
lomi: aslan, demir sil
loriginz̆e: (redisi) havuç
loskeri: yalanmış
luferi: lüfer
luği: incir
luqu: lahana
luqubrinconi: prinçli lahana çorbası
luquk̆ank̆ari: tahta bir aletle dövme veya ufalama suretiyle lahanadan yapılan bir tür yemek
lukuna: mum
luk̆umxa: barut ağacı, bir bitki türü (bodur bir cins ağaç)
labeşa: asalak
ladre: gür, taze
lagami: gem
lağuna: ciklet, sakız
lağuneri: çiğneyerek, çiğnenmiş
lai: sanki
lak̆ada: dipsiz uçurum
lak̆at̆k̆a: sapan
lak̆ot̆i: köpek yavrusu
laleri: afkurarak, afkurma vaziyetinde
lamba: lamba
langona: asalak, çapsız insan, uyuşuk insan, hiçbir işe yaramayan insan, iri yarı köpek
languri: çekiç
lande: gölge
landi: iplik yumağı
lapalaşmak: olap̆u
lapşa: asalak, işe yaramaz insan, uzun çeneli
lap̆a: lapa
lap̆arde: erkek çakal
lasireri: bilevlenmiş
last̆ik̆i: lastik
laşari: kuduz
laşaroni: iri yarı köpek, köpek gibi insan, kuduzlu
laşungi: keser
lavaşi: ince hamur ekmeği
lazi: laz
lazma: inek boku
lazoba: lazlık
lazistani: lazistan, laz diyarı, laz memleketi
lazu: köstence'de bir kasaba
lazuri: lazca, laza özgü
lazut̆i: mısır
lebi: kir
leboni: kirli
leğeni: leğen
lexti: mezarın üst tarafının iki yanına toprağın çökmemesi için konulan mezar kalası
lejveri: salya
lejveroni: salyalı
leksik̆oni: sözlük
lelema: (laxo) mezgit
lemşale: iğnelik
lemşi: iğne
lemşiş geçamu: iğne yapmak
lenç̆k̆va: tükürük
leri: sarımsak
lersi: şiir
leşki: dudak
let̆a: toprak
lideri: müdür, yönetici
lilve: sebze lima: savaş
limci: akşam
limxana: eğreltiotu
limxanapuna: eğreltiotluğu
linci: bakır
lit̆arat̆ura: edebiyat
lobia: fasülye
lobri: çil
loğot: bir deniz ölçüsü
loqa: tatlı, fazla şekerli
lolo: huni
lomi: aslan, demir sil
loriginz̆e: (redisi) havuç
loskeri: yalanmış
luferi: lüfer
luği: incir
luqu: lahana
luqubrinconi: prinçli lahana çorbası
luquk̆ank̆ari: tahta bir aletle dövme veya ufalama suretiyle lahanadan yapılan bir tür yemek
lukuna: mum
luk̆umxa: barut ağacı, bir bitki türü (bodur bir cins ağaç)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder