20 Aralık 2018 Perşembe

TURKULİ-LAZURİ LEKSİK̆ONİ : TÜRKÇE-LAZCA SÖZLÜK (P)


TURKULİ-LAZURİ LEKSİK̆ONİ (P)
TÜRKÇE-LAZCA SÖZLÜK

p
paça: çirke
paça: (pantolon paçası) tot̆i
padişah: padişaxi
pahalı: z̆viri
pancar: ç̆axala
pankreas: penʒala
pantolon: şarvali, z̆ikva
para: para, geç̆areri
para harcamak: (masraf etmek) paraş oxarcu
para harcatmak: (masraf ettirmek) paraş oxarcapu
parasız: (bedava, beleş, para vermeden) ugeç̆areri
parça: naʒ̆ile
parçacık: (kesilen odunun kesilmiş yerinden sarkan veya yere düşen ufacık parçacıkları) p̆inʒ̆k̆i
parçacık: (bir bütünü oluşturan ufacık parçacıklardan her biri) p̆inʒ̆i
parçalamak: (koparmak) ostiku
parçalamak: (paramparça etmek) opaşu
parçalamak: (kopmak) mestiku
parçalamak: (odunu incecik incecik parçalara ayırmak) noʒinʒxolu
parçalanmış: (paramparça edilmiş) paşeri
parıltı: çxant̆a
parıltılı: çxant̆eri
park: dodga
parlak: (çilli vb) çxant̆ura
parlamak: moçxant̆u, oçxant̆u
parlamış: (parlak) moçxant̆eri
parmak: k̆iti
parmak basmak: (imzalamak) k̆itiş geçamu
parmak bastırtmak: (imza attırtmak) k̆itiş geçamapu
pasaklı: (şapşal, dağınık, düzensiz) şorşola, gobangeri
patates: (yer yumurtası) dixamarkvali, k̆art̆op̆ili
patiska: mandaboli
patlamak: (çatlamak) met̆k̆vaʒu
patlamış: (çatlamış, patlatılmış, çatlatılmış) met̆k̆vaʒeri
pay edilmiş: (dağıtılmış) durteri
payına düşürtmek: gonç̆inapu
payına kalmak: (payına düşmek, ardına kalmak) oxoskidu
paylamak: (dağıtmak) durtu
pazar: (pazar günü) mjaçxa
pazar: (pazar şehri) otena
pazar yeri: bazari
pazı: sut̆ulia (bir tür sebze)
pencere: gotole, pencere
pencere: (camsız şekilde) ak̆oşk̆a
pençe: ç̆angi
pençe atmak: (tırnak atmak) oç̆angu
penis: (yetişkin penisi) ole
penis: k̆ut̆u
penis kafası: (baştan savmak, defetmek vb anlamlarda kullanılan argo sözcük) oleşti
peri: ecilli
perşembe: çaçxa
peştamal: goʒ̆ak̆iri
petek: (arı kovanı) k̆arvani
peteklik: (petek yeri) k̆arvanale
peynir: qvali
pınar: ʒ̆k̆artoli, ʒ̆k̆argili
pınarlı köyü: (hopa’da bir köy) anç̆orox
pırasa: p̆raskia
piç: k̆op̆ele
pide: k̆vari
pilot: maputxe
pipo: muşt̆uk̆i
pire: mʒ̆k̆iri
pis: pinti
pisle(n)mek: opintu
pislik: (pis atık) pintala
pişirici: magibale
pişiricilik: magibaloba
pişirilmiş: (pişmiş) mogiberi
pişirmek: mogibu, ogibu
pişirmek: (fırında, sobada pişirmek) oç̆u
pişman: pişmani
pişmanlık: pişmanoba
pişman olmak: opişmanu
pişmemiş: (pişmeden) ugibu
pişmiş: giberi
pivot: p̆ivot̆i
porsuk: muçkvi
posa: ç̆aç̆a
posa: (elenmiş mısır ununun artan kabuklu kısmı, ölçek, ölçü (buğday, mısır unu vb) kerʒela
post: posti
pota: k̆alati, pot̆a
poti: (samargaloda bir vilayet) paşi
pörsümek: oʒxuk̆u
prens: prensi
pudra: k̆ala
pul: kerʒela
pul: (balık pulu) k̆ant̆o
pulluk: agapa
pus: pusi
pürdikkat: (mecazi anlamda uyanık, dikkatli) gonç̆k̆ireri
pürdikkat olmak: (mecazi anlamda uyanık olmak, dikkatli olmak) gonç̆k̆iru
püskül: (mısır püskülü) punʒkuli

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder